Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Fırıncı Orhan'dan Ekmeğin Hikayesi

Türkiye’de ekmeğin hikayesi Fırıncı Orhan tarafından 1958 yılında Çukurambar’da açılan mahalle fırını ile başladı. Ekmekçilik tarihi ise 8 bin yıl öncesinden; insanların hububatı taşlar arasında kırıp ufaladığı, sonra da bunlara su katıp elde ettiği hamuru yassı bir kaya üzerine yayarak ateşte pişirdiği günlere kadar uzanır. İlkel insan topladığı hububatı ufalardı, aksi taktirde ne çiğneyebilir ne de yumuşatmaksızın sindirebilirdi. Mısırlılar ekmekçilikten keyif alırdı, dahası onlar için ekmek, yaşamlarının simgelerinden biriydi. Ekmek Mısırlılar için o kadar önemliydi ki ölenler bundan sonraki hayatlarında da yoksun kalmasınlar diye mezarlarına bir parça ekmek konuyordu. Ekmek başlıca gıdaları olduğu gibi maaşlarını da ekmek üzerinden alıyorlardı. Piramitleri inşa edenlere emekleri karşılığında ekmek veriliyordu. Kişinin maddi durumu kaç somunu bulunduğuna göre ölçülüyordu. Biracılıktan elde ettikleri mayayı ekmek hamurlarını fermente edip şekillendirmede kullanıyorlardı. Ancak

17 AĞUSTOS MARMARA DEPREMİ

14 yıl önceydi..Kızım o zaman 4 yaşını daha doldurmamıştı..Gece bir sarsıntı hissettim..İlk önce eşimin kıpırdandığını sanmıştım ama  aynı anda sokak köpeklerinin kesintisisiz bir şekilde ulaması deprem olduğunu anlamama yetti.. Ben neler olduğunu anlamak için doğruldum yatakta, sürekli sallanıyoruz..Acaba bana mı öyle geliyor diyorum bir taraftan çünkü ne eşim ne de kızım uyanmadı..Ama yatak odasında ki gardrobun kapağıda açıldı sonunda..Hala sallanıyoruz yada bana öyle geliyor..Çok şiddetli değil ama oldukça uzun sürdü..Kalktım yataktan kızımın yanına gittim ilk şoku atlatınca, baktım uyuyor..Dolaştım evi..Camdan dışarı baktım..Dışarısı sakin..En sonunda yattım..Hafif şiddette ama uzun süren bir deprem diye düşündüm..O yüzden de ne eşimi ne de kızımı uyandırdım..Taa sabahın 6 sına kadar..Acı acı çalan telefonla deli gibi fırladım yataktan..Telefonun diğer ucunda İstanbul` da yaşayan eltimin , abisi..Bu saate gelen telefon pek hayra alamet değil ama sabırla dinledik..Ondan öğrendik

ŞERBET - İ SÜTLÜ

Şerbet-i Sütlü Efendiiimm 11 ayın Sultanını 1 ay boyunca başımıza tac ettik..Birbirinden güzel iftar sofraları hazırladık..Bayram temizlikleri yapmak için helak olduk..Bayram alışverişleri yapıp ekonomimize can suyu olduk :))Yetmedi bayram tatlıları yaptık..Giyindik en güzel giysilerimizi  gittik büyüklerimizin ellerini öptük:))Yaşı tutanlar bayram harçlığı aldı  ; yaşı tutmayanlar da harçlık veren tarafa geçti..Bazılarımız tatil yörelerine kaçtı..Tatlı yendi tatlı konuşuldu haliyle:)Eee bu kadar şeker bu kadar tatlı bir bayramdan geriye dee elimizde şirin mi şirin tatlı mı tatlı kilocuklar kaldıı:)Sağlık olsun ..Her gününüzün bayram tadında ve coşkusunda geçmesini dileyerek sizlere Fatoşca Tadlar  görüp denediğim , tüm ev halkından geçer not alan ve defalarca yaptığım  Şerbet - i Sütlü  tarifini vermek istiyorum..Teşekkürler sevgili Fatoş:))Sevgiyle ve afiyetle kalın.. Malzemeler: 4 yumurta, 4 çorba kaşığı tepeleme şeker, 4 çorba kaşığı tepeleme un, 4 çorba kaşığı tepeleme